27 Kasım 2015 Cuma

Rusya emperyalist ise ABD emperyalizmini mazur mu görelim?



Rusya emperyalist ise ABD emperyalizmini mazur mu görelim?
Rusya Suriye’de emperyalist bir ilişki kurabilir, bu mümkün ve muhtemeldir; ama Marxistler, mümkün olandan değil, bugün gerçek olan ne ise onun üzerinden hareket ederler; bu gerçeklik dururken ihtimal üzerinden konuşmak her halde abesle iştigaldir!
Gerçeklik ise apaçık ortadadır, eğer Rusya'nın daha katı, diğerlerinin daha esnek karşı duruşu olmasa idi, ABD-AB emperyalizmi daha uzun süre bu bölgede borazanını öttürecek bir imkânı çoktan gerçekleştirmiş olacaktı; ama şimdi son derece sıkışmış durumdadır ve bu durum, bölge halklarına, ilerici-devrimcilerine, sosyalistlerine önemli bir zaman ve hatta verdiği umut göz önünde bulundurulursa, güç de kazandırmıştır.
 Ancak tartışmalar “Rusya Suriye’de emperyalist bir ilişki kurabilir”e evriliyorsa, bunu sadece ahmaklık olarak görmemek gerek, Putin'in Suriye'deki varlığı ABD ile birlikte tüm işbirlikçilerini oldukça ürkütmüş ve bölge halkları açısından doğru bir yörüngeye oturmuş demektir; bu  varlık ile birlikte, en azından şimdilik, ABD-AB emperyalizminin ve elbette İsrail'in  ya da kısaca Yenidünya düzencilerinin planları epey bir bozulmuş, hatta sıkışmaları bir doz daha artmıştır; eh artık bundan sonrasını da o çok ince düşünenler,"Rusya emperyalisttir, o da Suriye’yi sömürge yaparsa halimiz ne olur?" yollu fal bakanlar düşünsün; düşünsün ki, bu değişen dengeden yararlanarak, bu bölgede Rusya'ya emperyalistlik yapma fırsatı vermeyecek olan bir bölgesel devrim yaratmanın teorisini geliştirsinler, biz de yararlanalım!
Bence öteden beri konuşulan ve şu tarihin mantığı dediğimiz şey tarafından da işaret edilen onun içinde kendini biriktiren "BÖLGE DEVRİMİ" ya da,"Büyük Ortadoğu Halk Devrimi" ve elbette sosyalizme açık, ilerici, devrimci, laik, halkçı, antiemperyalist, antisiyonist bir "Birleşik Halk Cumhuriyeti", bu bölgenin halklarına, ilericilerine, devrimcilerine ve belki de en çok da Kürtlere uzun zamandır fısıldanmaktadır.
Duyduklarına emin olabiliriz!
Ayrıca, şu da bir gerçek ki, dipten gelen dalga, ya da gökten esen rüzgâr, tüm sessizliğine karşın hem hissedilenden güçlü hem de soldan soldan akmakta, esmektedir; bunun bir şekilde fizik güç haline gelmemesi mümkün değildir; işte mümkün olana pek meraklı bu kişilerin bu iki mümkünatı mümkün olan ve tarihin mantığının da desteklediği  ihtimal üzerinde düşünmeleri kafa yormaları çok daha yararlı olacaktır!
Fikret Uzun
27 Kasım 2015

Hiç yorum yok: