11 Şubat 2013 Pazartesi

ABD DOST CHP FAŞİST AKP İSE İLERİ DEMOKRATİK BU DENKLEM ÇOK KOMİK



ABD DOST CHP FAŞİST AKP İSE İLERİ DEMOKRATİK BU DENKLEM ÇOK KOMİK

ABD "DOST" CHP "FAŞİST" AKP İSE "İLERİ DEMOKRATİK" BU DENKLEM ÇOK KOMİK
"Türkiye’de yanılgı değiştirme hastalığı "sol"cularımızda hiç geçmiyor" dediğim zaman bana nefret besliyorlar biliyorum ama her şey ortada be kardeşim, bu gün faşizm ve üstelik feodal kalıbını da hazırlayarak en şiddetlisi ile tepemize binmek üzere hazırlanırken ve üstelik iktidarda iken, bu faşist iktidardan, onunla uzlaşarak gelecek hayırdan medet uman akıl noksanlarının,bu faşist iktidarın yedeğinde ve başından beri yürüyen, daha iyi yürümek için kendini "YENİ" adıyla dizayn eden CHP nin asıl misyonunu görmeyip, başka yerde arayacağı faşizmi CHP'de aramakla meşgul olmaları ve kendilerine bir de "komünist" ünvanı vermeleri ibretlik bir durum!

Öte yandan, hadi kolay görmüyorsunuz, behey aklı tutsaklar, siz de "komünist"iseniz, başbakan haydi haydi "devrimci" ve "ileri demokrasi"nin mimarı olur; Görmüyorsunuz ki, CHP ye en çok "solculuk" dersi, bilumum tescilli faşistlerden, antikomünistlerden, tarikat sözcülerinden, iktidar çevrelerinden verilmektedir; solculuğa amansız düşman olanların, CHP’ye neden "solculuk" dersi verdiklerini düşünmekten bile acizsiniz!

Daha önce de dikkat çektim ki, hepiniz sanki birbirini bilen ve uzaydan gelen kırk kişi misli ahmağa yatarak sahtekarlıkta yarışır gibisiniz, dediklerimin hiçbirini ne duydunuz, ne de gördünüz; aslında duydunuz da, gördünüz de ama hepiniz öyle bir karanlığın dipsiz kuyusuna bulaşmışsınız ki, duymanız ve görmeniz gerekenler dışındakileri duymanız da, görmeniz de mümkün değildir.

Bahanelerinizin içini doldurmak için, bir CHP saylavının sözlerine ne de çabuk hışımlandınız ve hemencecik "ırkçı"lık buldunuz! Öte yandan ne de çok Lenin'i ve dahi Marx ile Engels'i referans gösteriyorsunuz ama onların işaret ettiklerini nedense görmezden geliyorsunuz; Irkçılığı da, ulusu da, milliyeti de son derece net ve defalarca, çeşitli vesilelerle ama genelde tıpkı şimdi olduğu gibi, akıl tutulması içinde sağa sola savrulan ama bunu marxizm'e bağlayanların yaklaşımlarını ve ifadelerini eleştirirken, düzeltirken ortaya koyduklarını, üstelik sık sık ve burada hatırlattığım halde hiç aklınıza getirmiyorsunuz; ve hemencecik resmi politikanın hegemonyasındaki koroya katılarak, CHP nin,"solcu"laştırılması ve AKP’nin,12 Eylül faşist rejiminin yürütmesinin, dahası ABD emperyalizminin, Türkiye'nin Osmanik renkte faşist bir diktatörlüğe sürüklenmesi için oynadıkları "demokratik" ya da "sivil" anayasa ve "Kürt çözümü" oyununa daha fazla adapte olması için, "sol" renk ile görevinizi yapıyorsunuz!

Behey aklı tutsaklar, iki de bir işçilere gidelim, halka gidelim, kitlelere gidelim der durursunuz, CHP nin kaç işçiyi, kaç dar gelirli emekçiyi etkilediğini, kaç emekliye kendini "solcu" olarak pazarladığını, kaç AKP den sıtkı sıyrılmış insana umut olduğunu ve içinde, AKP'nin ve ABD nin, işçi düşmanı, halk düşmanı oyunlarına karşı çıkan kaç saylav, üye, yönetici ve taraftar olduğunu biliyor musunuz?

Elbette biliyorsunuz ve hatta bunları hatırlatınca CHP kuyrukçuluğu yapılmış olmayacağını da biliyorsunuz ama belli ki, düzenin yörüngesine çoktan girmiş ve son sürat gidiyorsunuz, bu kafa ile çok sürmez.

Renginizin kızıl mı, turuncu mu olduğunun anlaşılması uzun sürmez ve anlaşıldıktan sonra ne işe yarayacağınızı siz düşünün artık!

CHP ye her şey denilebilir ve hak ediyor ama faşist demek aymazlığın, ahmaklığın dik alasıdır ve ben bundan ziyade, koca koca adamların ahmak olmayacağını, çok yerinde ve son derece perspektif açıcı cümleler kurabilen kimselerin, bu kadar basit bir denklemde ahmaklığı göze alarak kör ve sağır olmasının, resmi koroya katılmasının mümkün olmayacağını, öyleyse "ahmak"a yatarak, bilerek ve isteyerek sahtekarlık yaptıklarını düşünüyorum; değilse aksini kanıtlamak kendilerine düşmektedir.

Tekrar ediyorum, eğer faşist dinamik, MHP yanında CHP ye de inmiş ve örgütlü hale gelmiş ise, hepinizin, öyleyse iktidardaki faşist dinamiğin katmerli olarak var olduğunu düşünmesi ve yine öyleyse ABD emperyalizmindeki faşist dinamiğin bundan da katmerli olduğunu düşünmesi gerekmez mi?

Bunu görmeyip, CHP nin faşistliği ile kavga edenler "komünist" olabilir mi? Kitlelere doğru hedef gösterebilir mi? Yoksa meydan boş mu zannedilmektedir?

Hayır! Boş değildir ve kitlelere gösterilmesi gereken asıl hedefin üzerinin örtülmesi için çabalayan sahte "sol" dinamiklerin işi artık kolay olmamaktadır!
DAHASI DA VAR; BÖYLE BİR FAŞİST İKTİDAR İLE, BÖYLE BASKICI VE İŞÇİ DÜŞMANI BİR İKTİDAR İLE BASKISINI VE İKTİDARINI CANLI TUTABİLMEK İÇİN BU TOPRAKLARI VE HALKLARINI TARİHİN GERİSİNDEKİ BİR KÖLELİĞE SÜRÜKLEDİĞİ AŞİKAR OLAN BİR REJİMİN EN BİÇİLMİŞ KAFTAN OLAN YÖNETİMİ İLE "DEMOKRASİ " GELECEK,"DEMOKRATİKLEŞEREK" KÜRTLER "KURTULACAK" DİYEREK UZLAŞMAKTAN KÜRTLERE BİR KURTULUŞ ÇIKAR MI?
AYNI ŞEKİLDE, DÜNYANIN EN GERİCİ, EN CANİ, EN DÜZENBAZ VE EN SİNSİ SERMAYE SINIFINA COĞRAFİ VE İDARİ ALAN YARATAN, VE DE SİCİLİNDE EN KANLI KATLİAMLARIN YER ALDIĞI, GERİCİLİĞİ DE, MİLLİYETÇİLİĞİ DE, IRKÇILIĞI DA, ULUSAL NİHİLİZMİ DE EMPERYALİST ÇIKARLARI İÇİN BİR OYUNCAK MİSLİ KULLANIP, MİLYONLARCA EZİLEN, SÖMÜRÜLEN HALKIN OLUK GİBİ KANINI AKITMAKTAN ÇEKİNMEYEN, ÇEKİNMEDİĞİNİ DEFALARCA GÖSTEREN ABD EMPERYALİZMİNDEN "DOST" OLUR MU? ONUN İPİYLE KUYUYA İNİLİR Mİ?

Ve dahi, CHP de faşizm görülürken ve bütün melanetler burada aranırken, bunların görülememesi mümkün mü, hatta tuhaf değil mi?

Hem ABD nin "dost"luğundan Kürt halkına bir özgürleşme ve kurtuluş düşmez ve hem de Kürtler kurtulsun, özgürleşsin diye ne ABD emperyalizmi, ezilen, sömürülen halkların kanını akıtmaktan ve emmekten vazgeçer, ne de 12 Eylül faşist rejiminin yönetiminin Kürtler'in kurtulması için "demokratikleşmesi" mümkündür ve ne de Kürt halkı,12 Eylül faşist rejiminin Türkiye'nin emekçi halklarını ve işçi sınıfını köleleştirmesine razı olur.

Bunun neresi "demokratik" ve "ilerici" ve de "kurtuluş"? CHP NİN NERESİNDE FAŞİZM VAR VE HEM OLSA BİLE, BELİRLEYİCİ OLAN VE CHP NİN FAŞİSTLİĞİ MİDİR, YOKSA İKTİDARI ELİNDE TUTANLARIN FAŞİZMİ MİDİR? BU DURURKEN VE DAHA DA MEKANİZE OLARAK KONUŞLANIRKEN, CHP DE GÖMÜ ARAR GİBİ FAŞİZM ARAMAK MI DOĞRUDUR, YOKSA İKTİDARDAKİ FAŞİZM İLE MÜCADELE ETMEK İÇİN NESNEL VE ÖZNEL OLARAK BÜTÜN KARŞIT GÜÇLERİ SEFERBER ETMEK Mİ DOĞRUDUR?

Soruyorum ama sizin bunların doğrusunu bildiğinizi de biliyorum, ahmaklıkla yaftalanmayı göze alarak, yanlış cevap vereceğinizi de biliyorum ama olsun, tarihe nottur ve ısrarla soruyorum!

DEMOKRATİK TOPLUM KONGRESİ ÖYLE Mİ? BU KONGRENİN DEMOKRATİKLİĞİ KİMEDİR, BU KONGREDE KÜRT EMEKÇİ HALKININ KURTULUŞUNA DAİR HANGİ SOMUT PERSPEKTİF AÇILMIŞTIR; SÖZ GELİMİ SAKIK SÜLALESİNİN, BUCAK AŞİRETİNİN, BARZAN AŞİRETİNİN, DAHA BİLMEDİĞİMİZ ONLARCA BELKİ DE YÜZLERCE ZENGİN, TOPRAK SAHİBİ ŞEYHİN, AŞİRET REİSİNİN, ABD EMPERYALİZMİ İLE VE YERLİ TEKELLERLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDEKİ KÜRT BURJUVALARIN TOPRAKLARININ, MALININ, MÜLKÜNÜN BİR KISMINI, YA DA BU PAZARLIKTAN, BU EGEMENLERE AKACAK ZENGİNLİKLERİN BİR KISMININ KÜRT YOKSUL KÖYLÜLERİNE, YOKSUL EMEKÇİLERİNE Mİ DAĞITILACAKTIR?

KÜRT COĞRAFYASINDA HER İLDE BİR FABRİKA, İŞLETME, TARIM ÇİFTLİĞİ, BARAJLAR, HASTANELER, OKULLAR VESAİRE İNŞA EDİLEREK, KÜRT HALKI HEM BİLİNÇLENDİRİLİP, HEM DE YOKSULLUKTAN, GERİLİKTEN, FEODAL İLİŞKİLERDEN Mİ KURTULACAKLARDIR? YOKSA KÜRT MEMET' E HÂLÂ NÖBET VE BU SEFER DAHA YAKININDAKİ, DAHA İÇİNDEKİ EGEMENLERİN EMRİ İLE Mİ DÜŞECEKTİR? BU OLURKEN DE, KÜRT HALKINA YOKSULLUKLARININ PAYLAŞIMI, YOKLUKTAKİ EŞİTLİK KOMÜN DİYE, DOĞRUDAN DEMOKRASİ DİYE Mİ YUTTURULACAKTIR?

Bu tarafa bakın behey aklı tutsak, birbirini bilen kırk kişi, bir tek kendinizi akıllı, diğer herkesi salak sandığınız aşikar ama bu sandığınızın hiç de doğru olmadığını pek yakında siz de göreceksiniz ve bunu, her tarafa, ABD nin kendi emperyalist çıkarları için seferber olduğu "Kürt çözümü" nün, Kürt halkının sefaletini ve boyunduruğunu daha fazla artıracağını ABD'nin "dost"luğundan hayır gelmeyeceğini, kurtuluş sağlamayacağını, kurtuluş isteniyorsa bunun ancak ve ancak Kürt halkının kendi gücüne dayanarak mümkün olabileceğini, bunun için de Türkiye ve uluslararası işçi sınıfı hareketinden ve devrimci hareketinden kopuk, dahası devrimci renkten koparılmış bir kurtuluş mücadelesinin ancak ve ancak emperyalistlerin, ezen ulusun egemenlerinin gücünü artıracağını, egemenliğini pekiştireceğini ve Kürt halkını da Türk halkını da daha fazla köleleştireceğini işaret edenlerin "Salak" olduğunu yazan yaftalar asarak gizleyemezsiniz!

Kürt halkı, Türkiye’nin ve emekçi halklarının tarihin gerisine sürüklenmiş, feodal çizgilerdeki bir faşist diktatörlüğe mahkûm edilmesi ve ABD nin tam sömürgesi olması pahasına ve üstelik ABD'nin "dost"luğuna bel bağlayarak bir kurtuluşun gelmeyeceğini onca mücadeleden sonra görebilecek olgunluğu yakalamışken, siz , "başka bir ulusu ezen uluslar özgür olamaz" düsturunu sürekli dillendirdiğiniz halde, bunu nasıl göremezsiniz?

Kürt halkı bunu görebiliyorsa, en azından hissedebiliyorsa ki, böyle olmasa idi, ABD Emperyalizmi, buradaki oyunlarını çoktan düğümlemiş ve başka oyuna geçmiş olurdu, sizin haydi haydi görmeniz gerekmiyor mu?

Kürt halkının, Türk halkının köleliğine rağmen özgür olabileceğine inanıyor musunuz?

Peki,"başka bir ulusu ezen uluslar özgür olamaz" düsturuna ne oldu? Kendisi ne pahasına olursa olsun, emperyalizm ile işbirliği içinde de olsa, ezen ulusun egemenleri ile uzlaşarak da olsa kurtulacak diye, başka ulusların daha fazla köleleştirilmesine, daha fazla sömürülmesine, daha fazla ezilmesine göz yummak özgürlük getirecek mi?

Size söylenecek daha çok söz var ama ne söylesek, hangi gerçeğin üzerindeki örtüyü kaldırsak, açıktır ki, siz gene örtmeye, gene sağırı, körü oynamaya çalışacaksınız; çünkü bir mahkumiyetiniz var, topyekün hepiniz "ahmak" olamazsınız, hepiniz birden, aynı anda parlayıp, aynı anda sessize yatıyorsanız, ortada bir tarikat örgütlenmesi olduğunu, herkesin bildiği bir sır etrafında sessiz olma oyunu oynandığını düşünmek son derece mantıklıdır!
Eğer böyle düşünmek haksızlık ise, bunu bize göstermelisiniz, mantığınızı açıklamalısınız!

Söylediklerinizde, hassasiyetlerinizde samimi iseniz, dediklerinizi de, dediklerimizi de enine boyuna süzgeçten geçirin ve yol yakınken doğruda durmanın formülünü bulun; aksi taktirde, belirleyici olan emek sürecidir ve bu kendini son derece canlı biçimde hissettirmektedir ve ortada sağlam bir sınıf örgütü, kitleleri derinlemesine kucaklayacak yeterlilikte ve saflıkta bir bağımsız siyasal örgüt olmadığına, ortada dolaşanlarının en babayiğiti, böyle bir örgütün karikatüründen ancak bir doz ilerde olduğuna göre; ve bu sürecin keskinleştirerek büyüteceği ve diğer bütün çelişkileri çekeceği kıvama geleceği deneyimle sabit olduğuna göre; demek ki, bu keskinliğin, bu büyümenin içinden patlayandaki renk, her halukârda kendiliğinden bir renk olacaktır ve ama emin olun ki, çok geçmeden bu rengi geride bırakırken, sizin gibileri de geride bırakarak kaçınılmaz olan yöne doğru ve hızlı bir bilinçlenme ile ilerleyecektir.

İlerlerken, o ulusalcı, bu yurtsever, öteki sosyalist, beriki komünist diye bakmayacaktır; asıl hedef yönde ise o yöne gidenler ile kucaklaşacak ve bütünleşecektir.

Tarihte hep böyle olmuş ve tarihte yenilgiler de, devrimden sonra iktidarı sömürücü sınıfın alması da sömürülenlerin yeterince bilinçli olmamasından, olgunlaşmış olmamasından ve elbette onlara mihmandarlık eden kadroların yeterli olmamasındandır.

1905 şubat devriminde de,1917 Şubat devriminde de ve dahi Paris Komününde de böyle olmuştur! 1917 Şubat devriminde ise iktidar burjuvaziye bilhassa ve bu nedenle bırakılmış, işçi sınıfının iktidarı, hükümetin dışında hazırlanmış ve yeterince hazır olduktan sonra iktidarı burjuvaziden almışlardır.

Bunca deneyime karşın, bunca derse karşın ve bu derslerin hepsini emperyalizm kendi çıkarına değerlendirip dünyayı topyekün bir ortaçağ karanlığına götürmeye hazırlandığının apaçık görülmesine karşın, asıl düşmanı başka yerlerde aramakla emekçi kitleleri, işçi sınıfını, yüzünü devrimciliğe dönmüş yurt ve halk sevgisi içinde olanları oyalıyor, aklını karıştırıyor ve düşmana yedekliyorsunuz.

Bunu bilerek ya da bilmeyerek yapmanız hiç önemli değil; hatta bilmeden, ahmakça, iyi niyetle yapmanız çok daha kötü ki, M-L nin kurucuları bunu da ifade etmişler, tarihe not etmişlerdir ki, "İYİ NİYETLİ OPORTÜNİZM OPORTÜNİZMLERİN EN KÖTÜSÜDÜR."

Eğer gerçekten samimi ve dürüst iseniz, iktidar için önde olmaya kararlı ve yetenekli iseniz, kitleleri gerçekten önemsiyorsanız ve onları ekonomizmin, reformizmin etkilerinden kurtarmaya gönüllü iseniz, Kürt sorununda kendinize ait, bilimsel ve sınıfsal bakış içeren bir politikanız varsa, emperyalizmin politikalarından medet ummuyorsanız, ezen ulusun egemenleri ile uzlaşmaktan uzak iseniz, geç kalmış sayılmazsınız, bir an önce yaklaşımınızı , teorik-politik bakışınızı gözden geçirmelisiniz!

Şöyle bir tarihe bakın, Lenin Plehanov'un yanında yetişti, öğrencisi sayılıyor, Kautsky Lenin’i de aşan bir M-L bilgini idi, o kadar öyle ki, kafasının içinde her an kullanıma hazır, M-L 'in esaslarını içeren çekmeceler olduğu söyleniyordu ve onlarla birlikte daha niceleri, özellikle de iki ayrı Şubat devrimi sırasında ve daha da çok Lenin NİSAN TEZLERİ’ni ortaya koyduğu sırada savrulup gittiler, burjuvazinin oyuncağı oldular ve hâlâ takipçileri olsalar da, tarihin hükmünden kurtulamadılar.

Geride ne ve kimler kaldı, hepimiz biliyoruz; bundan sonra da böyle olacak, geride kitlelere gerçek anlamda ve yalpalamadan doğru yönü gösterenler ve sonuca kararlı olarak gidenler kalacak.

Unutmayın, ABD emperyalizminin Kürt politikası dün ortaya çıkmadı, AKP ile de çıkmadı, kırk yıldır var ve "Büyük Kürdistan Politikası" olduğunu biliyoruz; ABD nin sadece Kürt politikası da yok, Ermeni politikası da, Türk politikası da, İran, Irak vb politikaları da var ve hepsi emperyalistliğinin gereğidir; olmazsa olmazdır!

Daha önce Sovyet Sosyalizmini bitirme politikaları da vardı, Gorbaçov işini kolaylaştırdı, Sovyet sistemi, Doğu Avrupa’dan çözüldü ve bu durum uluslararası kavganın merkezini Türkiye'nin de içinde olduğu bu coğrafyaya taşıdı! ABD, yıllarca Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bütün tepkilere karşı Kürt politikasını ve Ermenistan politikasını ilerletti; Kürtleri ve Ermenileri memnun etmek için her türlü fiyatı ödedi!

ABD YILLARCA, GERİCİ BİR KÜRT DEVLETİ İLE ORTA DOĞUDA BİR SÜRE DAHA DÜDÜĞÜNÜ ÖTTÜREBİLMEYİ PLANLADI; PKK TÜRÜNDEN, ŞOVEN OLMAYAN VE GİDEREK YOKSUL KÜRT KÖYLÜLÜĞÜNÜ HAREKETE GEÇİRME YÖNÜNDE GELİŞEN BİR ÖRGÜTLENMEYİ TEMİZLEYEREK ORTADOĞU'DA YENİ DÜZENLEMELER PEŞİNDE KOŞTU VE BUNU DÜĞÜMLEMEYE ÇALIŞIYOR.

Komünistler'in, dünyanın her tarafında, ABD emperyalizminin planlarının karşısında durması, bütün uygarlıkların bu en ilkelinin, en saldırganının, an kanlısının egemenliğini ortadan kaldıramasa bile, sınırlamaya çalışması hem sorumluluğu gereğidir, hem de en büyük onurdur!

ABD emperyalizminin Türkiye'ye ve Ortadoğuya girmesi, İkinci Savaştan sonra Büyük Britanya emperyalizminin buradan çekilme kararı alması ile ve nazlanarak olmuştur; Truman Doktrini ABD emperyalizminin Ortadoğuya bir güç olarak girmesinin ilanıdır!

Ve Sovyet sosyalizminin çözülmesi ile birlikte bu bölgede Sovyet freni de çözülmüş, böylece bu bölge, tek yanlı olarak ABD emperyalizminin hoyratlığına terk edilmiştir.

KOMÜNİSTLERİN, SOLCULARIN, DEVRİMCİLERİN, ANTİEMPERYALİSTLERİN, KÜRT DEVRİMCİ-DEMOKRATLARIN EN DEVRİMCİ İŞLERİNDEN BİRİ DE BUNA KARŞI DURMAKTIR!
BU KARŞI ÇIKIŞTA GÜÇ HESABI DA YAPILMAZ, KÖYLÜ KURNAZLIĞI MİSLİ TAKTİK POLİTİKALAR İÇİNE DE GİRİLMEZ; BU BİR GÖREV VE SORUMLULUKTUR!

ABD'NİN BİR KÜRT POLTİKASI VARSA, SOSYALİSTLERİN, KOMÜNİSTLERİN DE OLMALI VE BU POLİTİKA ABD EMPERYALİZMİNİN EMPERYALİST PLANLARININ KARŞISINDA OLMA SORUMLULUĞUNUN İÇİNDEDİR; BURADA KÜRT HALKI, DEVRİMCİ-DEMOKRATLAR, KÖYLÜ KURNAZLIĞINI POLİTİKA BELLEYİP, POLİTİKALARININ ABDNİN KÜRT POLTİKASI İLE ÇAKIŞTIĞI GEREKÇESİ İLE ABD EMPERYALİZMİNİN PLANLARININ KARŞISINDA DURMA SORUMLULUĞUNDAN KAÇAMAZLAR; BU KÖTÜ BİR MASALDIR, KÜRT HALKININ KENDİ KURTULUŞU İÇİN DAYANACAĞI POLİTİKALAR, HİÇBİR ZAMAN ABD EMPERYALİZMİNİN POLİTİKALARI İLE DENK DÜŞMEZ; DENK DÜŞÜYOR DİYE ABD'Yİ "DOST" BELLEMEK İSE SON DERECE NET OLARAK SORUMLULUKTAN KAÇMAK VE TESLİM OLMAKTIR; KURTULUŞU EMPERYALİZME PEŞKEŞ ÇEKMEKTİR, KURTULUŞUN ÖNÜNE DAHA KALIN DUVAR ÖRMEKTİR!

Türkiye'de ise, hâlâ devam eden Eylülist rejim, yer yer ABD nin Kürt politikasına tepkiler yükselse de, bütün politikalar, ABD nin Türkiye'deki ve Ortadoğu'daki Kürt ve Ermeni politikalarına uyumlu olarak restore edilmeye devam etmiş ve "sol"cular da,"aydın" lar da, hatta "komünistler" de, "sendika liderleri" ve "işçi liderleri" de devşirilerek, özellikle ABD nin ve AB'nin Kürt ve Ermeni politikaları çerçevesinde dizayn edilmiştir; bütün düzen partileri buna ve kimisine daha fazla "sol" renk verilerek uydurulmuştur; Daha önce SHP, şimdi de CHP bunun içindedir; MHP ise içinden hiç çıkmamıştır.
Bu bölgede ve daha çok Türkiye'de bütün politikalar ABD emperyalizminin Kürt politikası etrafında döndürülmüş ve sonunda tamamen ABD'nin "Büyük Kürdistan" politikasına bağlanmıştır.

Bu bağ giderek, toplumun değil ama toplumu manipule edebilecek, illuzyona sürükleyebilecek "sol" renkli, resmileştirilmiş, düzenle barışık dinamiklerin hemen hepsini içine alarak kalınlaştırılmış ve ortaya, Kürtlerin de ve özellikle de egemen sınıf ve katmanlarının da sahip çıktığı, Kürt ulusunun kendi kaderini özgürce tayini çerçevesinde bir kurtuluş için, ABD emperyalizminin "dost"luğu ile ve ezen ulusun egemenleri ile yapılacak pazarlıkların sağlayacağı bir "çözüm" çıkmış gibi gösterilmektedir; bu koca bir yalandır ve bu "çözüm" Kürtlerin kurtuluşunun çözümü değildir; tamı tamına ABD emperyalizminin 40 yıldır, hatta öncesi de var ve başka etmenler ve çok daha öncesine dayanan politikalar da var, güttüğü ve hazırlandığı "Büyük Kürdistan" politakasının gereği olarak ortaya çıkarılan ve Kürtlere de, Türkiye toplumuna da dayatılan bir emperyalist "çözüm"dür !

Fikret Uzun

11-Şubat-2013

Hiç yorum yok: